11 Nisan 2025 21:27

Tutuklamalar protesto edildi: Öğrencileri serbest bırakın

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınıp tutuklanmasının ardından yapılan protestolarda tutuklanan üniversite öğrencilerinin serbest bırakılması talebiyle bir çok kentte yürüyüş yapıldı.

İzmir: Gençlerimizin yanlarında olmaya devam edeceğiz

Fotoğraf: MA

KESK İzmir Şubeler Platformu, Alsancak'ta bulunan ÖSYM binasının önünde bir araya gelerek Türkan Saylan Kültür Merkezi önüne yürüdü. Yürüyüşte "Ülkemizin geleceğini karartmayın, gençlerimizi ve tutukları serbest bırakın" pankartı açılırken sık sık "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek", "AKP'den hesabı gençlik soracak", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz" sloganları atıldı. 
 
Basın açıklamasını KESK Dönem Sözcüsü Savaş Candemir yaptı. Candemir, öğrencilerin hukuksuz bir eylemde bulunmadıklarını, anayasal hakları çerçevesinde haklarını kullandıklarını ifade etti. KESK olarak öğrencilerin yanında olduklarını vurgulayan Candemir, "Onların eğitim haklarını, geleceklerini savunmak için aldıkları kararlara, boykotlara hep saygı duyduk. En son Eğitim Sen sendikamızın 25 Mart’ta üniversitelerde hayata geçirdiği 1 günlük hizmet üretmeme eyleminde olduğu gibi her zaman öğrencilerimizin eğitim hakkına sahip çıkmaya, mücadelelerine katkı sunmaya çalıştık. Bunun ağır bedelleri olduğunu biliyoruz. 25 Mart’ta 1 günlük hizmet üretmeme kararı alan Eğitim Sen MYK üyelerine verilen ev hapsi cezası verilmesi gibi hukuksuzluklarla, baskılarla karşılaşabileceğimizi biliyoruz. Ancak bedeli ne olursa olsun öğrencilerimizin, gençlerimizin, çocuklarımızın yanlarında olmaya devam edeceğiz" dedi. Üniversite öğrencilerinin vize döneminin olduğunu, öğrencilerin sınavlarına girmesi gerekirken cezaevinde olmasına tepki gösteren Candemir, tutuklu tüm öğrencilerin serbest bırakılmasını isteyerek öğrencilere yapılan işkencelerin soruşturulmasını talep etti.

Dayanışma buluşması

İzmir'de bulunan siyasi partiler de Konak Gündoğdu meydanında bir araya geldi. Kitle sık sık "Zindanlar yıkılsın tutsaklara özgürlük", "Devrimci tutsaklar onurumuzdur" ve "Faşizme karşı omuz omuza" sloganlarını attı. Burada konuşan Toplumsal Özgürlük Partisi üyesi Deniz Uslu, "Son zamanlarda iktidara karşı memnuniyetsizlik yaygınlaşmış iktidarın yönetme kapasitesi zayıflamaya başlamıştı. Şimdi ise kaybetme korkusundan paniğe kapıdan iktidar ve ortakları faşizmin dozajını arttırıyor. Bu mücadeleyi karşımıza irade gaspıyla, polisiyle, copuyla, cezaevleriyle diktikleri faşizmin tam karşısında omuz omuza olma sözüyle yan yanayız” dedi. Buluşma Vodvil ve Praksis müzik gruplarının ezgileri ile son buldu.

Aydın'da öğrenciler nöbette

fotoğraf: Evrensel

Aydın'da Emekli Demokrasi Platformu tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması için basın açıklaması gerçekleştirdi.

Adnan Menderes üniversitesi öğrencileri de direniş pankartı açarak Aydın Atatürk Kent Meydanı heykelinin önünde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması ile ilgili demokrasi nöbeti başlattı. Öğrenciler ayrı ayrı bildirilerini okuyarak taleplerini dile getirdiler ve demokrasi nöbetlerine oturma eylemi ile devam ettirdiler.

Antep: İşkence ve kötü muamele iddiaları soruşturulsun

KESK Antep Şubeler Platformu, merkez Şahinbey ilçesine bağlı Balıklı Meydanı'nda açıklama yaptı. Açıklamaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Antep il örgütleri, Antep Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri ve çok sayıda yurttaş katıldı.

"Eğitim ve barınma hakkı engellenemez, tutuklanan gençler serbest bırakılsın" pankartı açılan açıklamada platform bileşenleri adına konuşan Ömer Parlakçı, "Düşüncelerini özgürce ifade eden her bir genç, bu toprakların vicdanıdır" dedi. 300 üniversite öğrencisinin tutuklandığını hatırlatan Parlakçı, tutuklanan öğrencilerin cezaevlerinde insanlık dışı koşullara maruz bırakıldığını, fiziksel ve psikolojik şiddete, işkenceye, tacize uğradığının basına yansıdığını ifade etti. Parlakçı, "Buradan soruyoruz, bu ülkede yargı bağımsız ve tarafsızsa üniversite öğrencileri neden hala karanlık duvarların, demir kapıların ardında tutuluyor? Bu öğrenciler, gençler ne yaptı" diye sordu.

Tutuklu öğrencilerin bir an önce serbest bırakılması çağrısında bulunduklarını belirten Parlakçı, "İşkence ve kötü muamele iddialarının bağımsız bir şekilde soruşturulmasının, sorumlulardan hesap sorulmasının önünü açın. Üniversitelerdeki polis ablukasından YÖK eliyle başlatılan soruşturma furyasına kadar uzanan öğrencilerimizi sindirme çabalarına son verin" dedi.

Açıklama "Hak hukuk adalet" sloganlarıyla son buldu.

Eskişehir: “Gençliğe uygulanan her baskı, geleceğimizi tehdit eden bir gölgedir”

KESK Eskişehir Şubeler Platformu, gözaltına alınıp tutuklanan öğrencilerin ve gençlerin serbest bırakılması, cezaevlerindeki kötü muamelelerin son bulması için 11 Mart günü Ulus Anıtı’na yürüyüş düzenledi. Köprübaşı’nda bir araya gelen çok sayıda emek örgütü, gençlik grubu ve siyasi parti, sloganlarla Ulus Anıtı’na yürüdü. Yürüyüş boyunca “Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz!”, “Boykot, grev, direniş!”, “Gençliğin ateşi AKP’yi yakacak!”, “İşçi gençlik el ele, genel greve!” sloganlarıyla mücadele kararlılığı vurgulandı.
Anıt önünde yapılan basın açıklamasını, KESK Eskişehir Şubeler Platformu adına dönem sözcüsü ve Tarım Orkam-Sen Eskişehir İl Temsilcisi Osman Emre İnselöz okudu. İnselöz’ün konuşması, yalnızca tutuklu öğrencilerin değil, aynı zamanda baskılara karşı direnen bir halkın sesi gibiydi.

Fotoğraf: Berivan Özkara | Evrensel

“Ne Yaptı Bu Gençler?​”

İnselöz, 300’ü aşkın üniversite öğrencisinin yalnızca anayasal haklarını kullanarak barışçıl eylemlere katıldıkları için tutuklandığını vurguladı. Gözaltında ve cezaevinde maruz kaldıkları şiddet, işkence, taciz gibi insanlık dışı uygulamaların görmezden gelindiğine dikkat çekti.
“Buradan soruyoruz: Bu ülkede yargı bağımsız ve tarafsızsa 300’den fazla üniversite öğrencisi neden tutuklandı? Ne yaptı bu öğrenciler? Hırsızlık mı yaptılar? Cinayet mi işlediler? Kara para mı akladılar? Mafya mı oldular? Pudra şekeri süsü verip uyuşturucu mu kullandılar? Elbette ki bunların hiçbirini yapmadılar. Onlar yalnızca bu ülkedeki hukuksuzluklara, eşitsizliklere ve baskılara karşı ses çıkardılar.”
Konuşmada, gençlerin taleplerinin meşru olduğu ve anayasa ile güvence altına alınan hakları kullandıkları ifade edildi:
“Kayyum atamalarından YÖK sultasına kadar üniversiteleri kuşatan kuşatmaya ‘yeter’ dediler. ‘Diplomalı işsiz olmak istemiyoruz’, ‘barınma, yemek, eğitim hakkımız gasp edilmesin’ dediler. Torpilin değil, liyakatin esas alınmasını istediler.”

“Bir Genç Cezaevindeyse, Demokrasi Zincire Vurulmuştur”

İnselöz, baskıların yalnızca gençliğe değil, topluma yöneldiğini ve öğrencilerle dayanışmanın bir demokrasi mücadelesi olduğunu belirtti. KESK olarak her koşulda gençliğin yanında olduklarını ve olacaklarını şu sözlerle ifade etti:
“Bedeli ne olursa olsun öğrencilerimizin, gençlerimizin, çocuklarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Çünkü bizler biliyoruz ki bir ülkenin caddelerinde, üniversitelerinde, kampüslerinde yankılanan genç sesler, o ülkenin yalnızca bugününü değil, yarınlarını da inşa eder. Dolayısıyla gençliğe uygulanan her baskı, geleceğimizi tehdit eden bir gölgedir.”
Basın açıklaması, hem çağrıyla hem de sert bir uyarıyla sona erdi:
“Bu topraklarda bir üniversite öğrencisi, bir genç yalnızca anayasal hakkını kullandığı için cezaevinde tutuluyorsa, demokrasinin, adaletin elimizde kalan son kırıntıları bile zincire vurulmuş demektir. Ülkenin geleceğini karartmayın! Tutuklu öğrencileri, gençleri, çocuklarımızı derhal serbest bırakın!” 

Evrensel'i Takip Et